Yaş küçüklüğü kavramı, ceza hukukumuzda sorumluluk, kusur yeteneği ve kusurluluk konuları ile birlikte ele alınır. Doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü ayırabilme ve buna göre davranabilme yeteneği olarak tanımlanan kusur yeteneğine sahip olan kişi kusurlu olarak davranabilir. Yaşı küçük kişilerde kusur yeteneği ya tamamen yoktur ya da yeterince gelişmemiştir. Bu nedenle ceza hukuku açısından yetişkin kişilere göre farklı hükümlere tabi tutulmuşlardır. KUSURLULUĞA ETKİSİ Bir kişinin işlediği fiil nedeniyle cezalandırılabilmesi veyahut kusurlu olduğunun söylenebilmesi için, o kişinin fiili işlediği sırada kusur yeteneğine sahip olması şarttır. Yaş küçüklüğü hali, kusur yeteneğini tamamen ortadan kaldıran veya azaltan hallerden biridir. Bu haller kişide bulunduğu takdirde kişi kusur yeteneğine sahip olamayacak bunun neticesi olarak da kişinin ceza ehliyeti doğrudan etkilenecektir. Çocuk kusurlu bulunmasa dahi kanunlarca yasaklanmış bir fiili gerçekleştirdiği için, işlenen fiil suç olma vasfını korur. Nitekim kusur yeteneğine sahip olmayan çocuklar da kasten veya taksirli bir şekilde davranabilir. Bu ihtimalde çocuklar kusurlu olmadıkları için haklarında ceza yaptırımları uygulanmaz ancak şartları gerçekleştiği takdirde güvenlik tedbirleri uygulanabilir. YAŞ KÜÇÜKLÜĞÜ DÖNEMLERİ NELERDİR? · 0-12 Yaşında Çocukların Cezai Ehliyeti · 12-15 Yaşında Çocukların Cezai Ehliyeti · 15-18 Yaşında Çocukların Cezai Ehliyeti 12 YAŞINI DOLDURMAYAN KÜÇÜKLER Yaş küçüklüğünde birinci dönem 0-12 yaş grubu arasında bulunan çocuklardan oluşmaktadır. TCK’ya göre bu yaş grubunda bulunan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Ceza sorumsuzluğu bu yaş grubu için mutlaktır. Bu gruba giren yaş küçüklerinin ceza sorumluluğunun olmadığı kural olarak kabul edilmiştir. Çünkü bu çocuklar hakkında ceza yaptırımının uygulanması, cezanın önleme ve yeniden topluma kazandırma işlevi bakımından tamamen ters etki gösterecektir. Hatta bu çocuklarla ilgili olarak ceza kovuşturmasına ilişkin işlemlerin yapılması, psikolojik gelişimleri üzerinde olumsuz etkiler meydana getirebilmektedir. Bu nedenle, suç yoluna sürüklenmiş olan bu çocuklarla ilgili olarak sadece koruyucu ve eğitici nitelikte olan güvenlik tedbirlerine başvurulabilir. 12-15 YAŞ GRUBUNDAKİ KÜÇÜKLER Çocuğun 12 yaşını bitirmesinden, yani 13 yaşından gün almasından 15 yaşını bitirmesine kadar olan bu dönem, kusurluluğu ortadan kaldırmakta ya da azaltmaktadır. Bu grup yaş küçüklerinin ceza sorumluluğunun olup olmadığı, çocuk hakimi tarafından tespit edilir. Ancak, bu belirlemeden önce, yaş küçüğünün içinde bulunduğu aile koşulları, sosyal ve ekonomik koşullar ile psikolojik ve eğitim durumu hakkında uzman kişilerce rapor hazırlanması istenir. Çocuk hakimi, hazırlanan bu raporları, ceza sorumluluğunun belirlenmesiyle ilgili olarak yapacağı değerlendirmede dikkate alır. Bu değerlendirmeler sonucunda kusur yeteneği bulunmayan çocuk hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilir. Ancak, bu kişiler hakkında koruyucu, eğitici ve yeniden topluma kazandırıcı nitelikte güvenlik tedbirlerine hükmedilir. Bunun yanı sıra çocuk hakimi, işlediği suç açısından ceza sorumluluğunun olduğunu kabul ettiği yaş küçüğü hakkında ise kural olarak kanunda belirtilen indirilmiş cezaya hükmedecektir. 15-18 YAŞ GRUBUNDAKİ KÜÇÜKLER Üçüncü ve son dönem yaş küçüklüğü ise, 15 yaşını bitirmiş ve fakat 18 yaşını bitirmemiş olan çocuklardan oluşmaktadır. Bu yaş grubunda bulunan çocuklar kural olarak işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğine sahiptir. Bu sebeple bu çocukların ceza sorumluluğu kural olarak kabul edilmiştir. Dolayısıyla bu dönemde yer alan çocukların kusur yeteneğine sahip olup olmadıklarının araştırılmasına gerek yoktur. Ancak bu dönemde bulunan bir çocuğun kusur yeteneğine sahip olmadığı iddia edildiği takdirde hakim, çocuk hakkında yaş küçüklüğü sebebiyle kusur yeteneği incelemesi değil, akıl hastalığı bakımından bir inceleme yaparak çocuğun ceza sorumluluğunu akıl hastalığına ilişkin hükümlere göre tespit edecektir.